İbn Battuta – Anadolu’ya Açılış

(1330-1331)

Anadolu’ya deniz yoluyla ulaşması

Lâzkıye’de Martelmîn adlı bir Cenevizlinin büyük “korkora”sına [=ticaret gemisi] binerek “Türk ülkesi”ne yöneldik.

Burası Rum diyarı diye de bilinir. Çünkü eskiden Rumlarınmış. Rumlar ve Yunanlılar asıl ahalidendir. Müslümanlar orayı İslâma açtılar. Şu anda Müslüman Türkmenlerin idaresi altında yaşayan bir hayli Hristiyan vardır bu ülkede. Elverişli bir rüzgârla on günlük seyahatten sonra Anadolu’nun ilk şehri olan Alâyâ’ya [=Alaiye=Alanya] ulaştık. Yolculuğumuz sona erince gemi sahibi bizden “navl” [=navlun, ücret] almadı. İkramından saydı bu yolculuğu…


Dünyanın en güzel memleketi ve en güzel insanları…

Rum diyarı diye bilinen bu ülke, dünyanın belki en güzel memleketi! Allah Teâlâ güzellikleri öbür ülkelere ayrı ayrı dağıtırken burada hepsini bir araya toplamış! Dünyanın en güzel insanları, en temiz kıyafetli halkı burada yaşar ve en leziz yemekler de burada pişer. Allah Teâlâ’nın yarattığı kullar içinde en şefkatli olanlar buranın halkıdır. Bu yüzden şöyle denilir: “Bolluk ve bereket Şam diyarında, sevgi ve merhamet ise Rum’da!” Bu kelimeyle buranın halkı kastolunuyor.

Anadolu’ya geldiğimizde hangi zaviyeye gidersek gidelim büyük alâka gördük. Komşularımız, kadın ya da erkek bize ikramda bulunmaktan geri durmuyorlardı. Burada kadınlar yüzlerini örtmezler. Yola çıkacağımız zaman akraba ya da ev halkındanmışçasına bizimle vedalaşırlar; üzüntülerini gözyaşı dökerek belli ederlerdi. Buranın âdeti gereğince ekmek haftada bir gün pişirilir, öteki günlere yetecek kadar! Ekmek günü, erkekler sıcak ekmekler ve nefis yemeklerle çevremizi doldurur, şöyle derlerdi: “Bunları size kadınlar gönderdi, sizden hayır dua bekliyorlar!”

İnanış ve yaşam biçimi

Halk, İmam-ı A’zam Ebû Hanîfe Hazretleri’nin mezhebindendir. Hak Teâlâ ondan razı olsun. Hepsi Ehl-i Sünnet’tir. Aralarında ne Kaderî ne Râfıdî [=Râfizî] ne Mu’tezilî ne Hâricî ne de başka bir sapkın bulunmaktadır. Yüce Allah onları bu faziletleriyle diğer insanlardan üstün kılmıştır. Ama haşîş [=esrar] yemekten çekinmiyorlar!

14. yüzyılda Alanya (Alaiye)

Demin de belirttiğimiz gibi Alanya deniz kıyısında bir şehirdir, ahalisi tümüyle Türkmenlerden oluşuyor. Kahire, İskenderiye ve Suriye tüccarları bu şehre gelip alışveriş ederler. Kerestesi bol olduğu için buradan yüklenen balyalar İskenderiye, Dimyat ve öteki Mısır limanlarına gönderilir. Şehrin üst tarafında gayet sağlam ve sarp bir kale var. Ulu sultan Alâeddîn [Keykubat] Rûmî tarafından yapılmıştır. Bu şehirde belde kadısı Celâleddîn Erzincânî ile tanıştım. Cuma günü benimle beraber kaleye çıkarak namaz kıldı. Bana ikramda bulundu ve ziyafet verdi. Bir de Şemseddîn b. Recîhânî diye bir adamın misafiri oldum. Bunun büyük babası Alâeddîn [=İbn Köyük], siyahların yaşadığı Mâllî ülkesinde vefat etmiştir.

Ads Blocker Image Powered by Code Help Pro

Reklam Engelleyici Algılandı!

Reklamları engellemek için uzantı kullandığınızı tespit ettik.

Lütfen bu reklam engelleyiciyi devre dışı bırakarak ya da sitemize izin vererek bize destek olun.

Dikkat: VPN eklentiniz üzerinde de reklam engelleyici olabilir.